Kış Ülkesi Çocukları
İklimleri değiştirmek mümkün olabilir mi? İncelikli kalemiyle edebiyatımızda kendine has bir üslup yaratan Ferda İzbudak Akıncı'nın düşlerinden kopan Kış Ülkesi Çocukları, Kuzey Kutbu'na yakın hayali bir ülkede geçen, gerçeküstü bir serüvenin kapılarını aralıyor. Merak duygusunu diri tutan olay örgüsü ve düşle gerçeği yarıştıran sürükleyici hikâyesiyle Bilgi Çağı çocuklarına yeni ufuklar sunan yazar, insan eliyle yaratılan teknolojinin hangi amaçlarla geliştirilebileceğini olağanüstü bir ütopik yaklaşımla ele alıyor. Yaşadıkları toplumun kendilerine dayattığı düzenin dışına çıkmak isteyen gözü pek bir çocuğun düşleri uğruna giriştiği kaçış macerasını sayfalarına taşıyan bu sürükleyici bilimkurgu romanı, başka bir dünya yaratmanın mümkün olabileceğini ama en önemlisinin buna inanmak olduğunu dile getiriyor. Karla kaplı tepeleri, çamları, bacasından duman tüten kırmızı kiremitli sivri çatıları, yapraklarını dökmüş çıplak dallı kayınları ve huş ağaçlarıyla bir masal ülkesini andıran Kış Ülkesi'nin güzellikleri anlatmakla bitmezdi. Her mevsim kışın yaşandığı bu ülkenin çocukları, sıcacık sobaların yanı başında kış masalları dinleyip Yaz Ülkesi'ni hayal ederek geçirirlerdi yılın dokuz ayını. Güneş de bu çocuklardandı kuşkusuz. Ama belki de aralarındaki en cesuru, en hayalperestiydi o. Vakit gelip de Yaz Ülkesi'ne gitmek için ailecek yola koyulduklarında aklında tek bir şey vardı. Geçirecekleri üç ayın sonunda eve geri dönmemek ve 'Başakların Olgunlaştığı Yer' olarak da anılan Yaz Ülkesi'nin gizlerini keşfetmek. Üstelik bu yolda yalnız da değildi. Onunla aynı hayali paylaşan biri daha vardı… Dört köşesinde dört mevsim yaşanan ülkelerin çocuklarını masal tadında bir serüvene davet eden Kış Ülkesi Çocukları, bilimi ve teknolojiyi insanlığın yararına kullanma yoluna giden hayali bir ülkenin eğrilerini ve doğrularını tartışmaya açarak, herkesi dünyanın bugünü ve yarını üzerine düşünmeye çağırıyor. İnsanın 'iyilik' uğruna dâhi olsa doğaya hükmetme çabasını gündemine alan evrensel konusuyla dikkat çeken bu roman, okurlarını Samanyolu'nun, yıldızların, hatta yıldız kümelerinin arasında merak uyandırıcı bir yolculuğa çıkarıyor.